Gel de Bu Okulları Kapat
'24.01.2013'
haber detay

 

Gel de Bu Okulları Kapat

 
Hiç düşündünüz mü; Anadolu Öğretmen Liselerinin kapatılmasından veya Anadolu ve Fen Liselerinin sayısının azaltılması kimleri etkileyecek.
 
 
 
Anadolu Öğretmen Liseleri ve Fen Liseleri çoğunlukla yatılı okullardır ve bu okulların öğrencileri alt gelir grubuna mensup ailelerin (işçilerin, çiftçilerin) çocuklarıdır. Çocuklar ailelerinden alamayacakları eğitim desteğini yatılı okudukları okullarından ve öğretmenlerinden alabilmektedirler. Anadolu Liselerine devam eden öğrencilerin büyük bir bölümünün durumu da bu çocuklardan çok farklı değil. Onların da büyük bir bölümü alt ve orta gelir grubuna mensup ailelerin çocukları.
 
 
 
 
Dar gelirli ailelerin çocukları kurtuluşunun alacağı eğitim olduğunu biliyor. 
Özellikle yatılı okuyan fakir aile çocukları kurtuluş ümidini alacakları eğitime bağladıklarından kazandıkları okulda da başarılı olup iyi bir üniversiteye girebilmek için çok daha büyük çaba harcamaktadırlar. Hele de aileleri köyde kasabada yaşayan kız öğrenciler çok iyi bir üniversite olmadıkça ailelerinin kendilerini yaşadıkları şehrin dışına göndermeyeceğini çok iyi bilmektedirler. ‘Haydi Kızlar Okula’ kampanyasının amacı, kızların sadece bulundukları yerdeki okulları bitirmesi, sen köylüsün köylü kal mantığı olmasa gerek.
 
 
 
Öğrencinin eğitim algısı, eğitimde başarının anahtarıdır. 
Büyük şehirlerde bile sınavla öğrenci alan okullara devam eden öğrencilerin eğitim algıları değişmektedir. İstanbul’un eski köklü liselerinden ve sonradan Anadolu Lisesine dönüştürülen ismi bende saklı bir Anadolu Lisesini ziyaret ettiğimde müdür yardımcısına; hocam okulunuz Anadolu lisesine dönüştü de ne oldu? diye sordum. Aldığım cevap çok ilginçti. “Eski öğrencilerle bunları mukayese etmek mümkün değil. Bunlar büyük adam gibi, espri yaparken bile dikkat etmek zorunda kalıyoruz.” demişti. Sınavla öğrenci alan okulların yöneticilerinin bu konudaki görüşü araştırılırsa farklı sonuçlar çıkmayacağı görüşündeyim. Eğitimden beklentisi yüksek ne kadar çok çocuğumuz olursa, ülkemizin geleceği o kadar aydınlık olacaktır. Bir taraftan eğitmek üzere üstün yetenekli çocuklar aranırken diğer taraftan bu tür okullar kapatarak bulunduğu köyden, mezradan, kasabadan veya şehrin varoşlarından dışarı çıkamayacak başarılı çocukların daha iyi eğitim almasını önlemenin mantığını anlamak mümkün değildir. 
‘Fakirin çocuğu devlet için, zenginin çocuğu kendisi için okur’ diye bir söz vardır.  
Bu gün ülkemizi yöneten bürokratların ve milletvekillerinin eğitim geçmişleri araştırılırsa çoğunun zeki ve fakir aile çocukları olduğu ve sınav kazanarak devletin sağladığı bu tür okullarda okudukları görülecektir. Özel sektörde bu günün iş dünyasını yönetenler yüz binlerce insanımıza işverenler de devletin okuma şansı verdiği dünün yoksul ailelerinin çocuklarıdır. Dünün yoksul çocukları devletin desteğiyle aldıkları eğitim donanımlarının karşılığını yine devlete çalışarak ödemektedirler. Hepimiz biliyoruz ki varlıklı ailenin çocuğu her yerde okur. Devlet okulunda olmazsa özel okulda, devlet üniversitesinde olmazsa özel üniversitede okur. Aldığı eğitimin sonucunda da çoğunlukla kendi işinde çalışır.
 
Sınavla öğrenci alan okulların kapatılma gerekçesi; okul türlerini en aza indirmek, her okulda eşit ve kaliteli eğitim vermek ve öğrencileri sınav stresinden kurtarmaktır. Çok programlı lise uygulamasını geri getirerek okul türlerini en aza indirmek mümkün. Ancak bu okulların ne kadar başarılı oldukları ortada. Eğitimi etkileyen diğer faktörler (ailelerin gelir ve kültür düzeyi, kardeş sayısı, evdeki kitap sayısı, ailenin eğitim algısı vb.) düşünüldüğünde çok zor olsa da eğitime erişimi ve eğitimde kaliteyi eşitleyebilirsiniz. Ancak öğrencilerin eğitim algısını ve ilgisini eşitleyemezsiniz. Yani nasıl bir eğitim sistemi uygularsanız uygulayın öğrencilerin bir bölümü başarılı, bir bölümü başarısız olmaya devam edecektir. 
Öğrencilerin sınav stresinden kurtulmak istediği doğru. Ancak 8. sınıfı bitiren her başarılı çocuğun amacı mahallesindeki liseye gitmek değil, kendisi gibi öğrenim hedefi yüksek, başarılı öğrencilerin toplandığı bir Fen lisesine veya en iyi Anadolu lisesine gitmesini, başarılı bir lise öğrencisinin amacı çok istediği bir üniversiteye örneğin Tıp Fakültesine gitmesini sağlayacak bir yöntemdir. Aslında eğitim bilimciler olduğu kadar veliler de öğrenciler de kademeler arası geçişin en adil yönteminin sınav olduğunu biliyor. Bu nedenle okullarında başarılı olan eğitim hedefi yüksek öğrenciler sınavın kaldırılmasına karşılar. Seçme sınavlarının kaldırılmasını en çok isteyenler, istediği her okula sınavsız girmek isteyen başarı düzeyi düşük öğrencilerdir. 
Sistem değişikliği ile ilgili karar almadan önce, sınavla öğrenci alan okullarda öğrenim gören öğrencilerin yaşamsal gerçekliklerini, gelecekle ilgili hayallerini ve niçin çalıştıklarını iyi araştırmak gerekir. Belirli okullara giriş için seçme sınavlarının kaldırılması kendisi gibi öğrencilerle eşit şartlarda okumak isteyen öğrencilerin gelecekleri ile ilgili hayallerinin yok olmasına neden olacaktır. 
Çoğunlukla alt ve orta gelir grubuna mensup, başarılı öğrencilerin devam ettiği sınavla öğrenci alan bu tür okulları kapatmak veya sayısını çok aza indirmek gelecekte ülkesi için çalışacak çocukların yetişmesini engellemek olacaktır.
 
 
 
 
Mutlaka bir düzenleme yapmak isteniyorsa;
Fen, Anadolu Öğretmen ve Sosyal Bilimler liselerinin sayısını 10 yıl süreyle sabitlemek, Anadolu liselerinin sayısı her ilde öğrencilerin en çok % 20’sini alacak şekilde sınırlama getirmek daha doğru olacaktır. 
 
 
 
Hatice YILMAZ
 



Bu site bir BMS PROJE iştirakıdır.